Kuranda, Hz. Eyüpün sabrı müminlere örnek olarak bildirilmiştir. Yüce Allahtan vahiy alan seçilmiş bir kul olan Hz. Eyüp (Nisa Suresi, 163), ciddi bir hastalığa yakalanarak zor bir dönem geçirmiştir. Ancak içinde bulunduğu her türlü ağır şarta rağmen, daima sabırlı ve Allaha olan tevekküllü tavrı ile müminlere örnek olmuştur. (Sad Suresi, 44)
Hz. Eyüp, yakalandığı hastalığın yanı sıra şeytanın olumsuz telkini ile de karşı karşıya kalmıştır. Ancak o, bu sıkıntısını samimi olarak Allaha açmış ve Ondan yardım dileyerek dua etmiştir:
Kulumuz Eyyubu da hatırla. Hani o: Herhalde şeytan, bana kahredici bir acı ve azab dokundurdu diye Rabbine seslenmişti. (Sad Suresi, 41)
Diğer bir ayette ise, Hz. Eyüpün içli duası şöyle bildirilmiştir:
Eyüp de; hani o Rabbine çağrıda bulunmuştu: Şüphesiz bu dert (ve hastalık) beni sarıverdi. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın. (Enbiya Suresi, 83)
Yüce Allahın, salih kullarından biri olan Hz. Eyüpün duasına icabet etttiği ise bir Kuran ayetinde şu şekilde bildirilmektedir:
Böylece onun duasına icabet ettik. Kendisinden o derdi giderdik; ona Katımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir zikir olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir katını daha verdik. (Enbiya Suresi, 84)
Sonsuz ilim sahibi Yüce Allah, insanları çok farklı şekillerde imtihan etmektedir. Hz. Eyüp de imtihanı gereği, şiddetli bir sıkıntı ile denenmiştir. Benzer sıkıntılar, yine dünyadaki imtihan ortamı içinde başka müminlerin başına da gelebilir. Dolayısıyla bu tür bir durumda kalan bir mümin, Hz. Eyüp örneğinde olduğu gibi, imtihanın şekli ve süresi ne olursa olsun sabır göstermelidir. Allahın insana hiçbir zaman taşıyamayacağı bir yükü yüklemeyeceğinin bilincinde olmalı, her an Rabbimize karşı son derece tevekküllü bir ruh hali içinde olmalıdır.